20 Mayıs 2018 Pazar

Evrencan Gündüz Konseri

19 Mayıs Cumartesi günü Acıbadem'de gerçekleşen Evrencan Gündüz konserine gittim. Sahne bir parkın ortasına kurulmuştu. Süslenen ağaçlar ve sahnenin önüne konulan renkli minderler sayesinde ortam tıpkı bir şenlik gibiydi. Uzun zamandır canlı müzik dinlemediğimden dolayı bu konsere gitmem beni çok rahatlattı. Müzikler çok kaliteliydi. Hatta bazılarını söylememek için kendimi zor tuttuğum bile oldu. Mayıs ayının getirdiği hafif rüzgar ile canlı müzik kadar güzel bir ikili olamaz herhalde. Kısacası, konser çok hoşuma gitti.

Avengers: Infinity War

6 Mayıs Pazar günü "Avengers: Infinity War" adlı filme gittim. Film, tanrının gücüne sahip olmak isteyen Thanos adlı kötü karakterin bu güce kavuşabilmek adına sonsuzluk taşlarını ararken "Avengers" adlı kötülüğe karşı çıkan bir süper kahraman takımının kendisine karşı gelmesi sonucu ortaya çıkan bitmek bilmeyen savaşı anlatmaktadır. Beni filmde en çok üzen olaylardan biri Thanos'un ruh taşını almak için kızı Gamora'yı uçurumdan zorla aşağı atmasıydı. Film gayet kaliteliydi. Filmin çoğu uzayda geçtiğinden dolayı gerçeklik görüntüsü vermek için üstünde baya uğraşılmış olduğu belliydi. Şu ana kadar izlediğim en güzel Marvel filmiydi diyebilirim. Tek canımın sıkıldığı taraf filmin sonuydu. Her şey havada kalmış gibi hissettim.

Arzu Tramvayı

19 Mayıs Cumartesi günü "Arzu Tramvayı" adlı tiyatroya gittim.  Tiyatro, kötü evlilik tecrübesi olan baş karakter Blanche'ın kardeşi Stella'yı ziyaret etmesiyle başladı ve blanche'ın kardeşinin ve kardeşinin kocası Stanley ile arasında geçen anlaşmazlıklar sonucunda trajik bir son ile bitti. 1940'ın ortalarında geçen bu oyun sahneye ilk kez 1947'de çıkmıştır. "Arzu Tramvayı" adlı oyunu yazan Tennessee Williams bu oyunla insan ilişkilerini ve hayal kırıklıklarını sahneye dökmüştür. Şimdi ise bu oyun Haluk Bilginer'in çevrimi sayesinde Türkiye'de Zerrin Tekindor ve birçok ünlü isim ile sahne almaktadır. Kesinlikle gidilip izlenmeli. Öneriyorum.

Notre Dame De Paris

18 Mart 2018 tarihinde "Notre Dame De Paris" adlı müzikale ailemle gittim. Müzikali genel olarak beğendim. Dekorların hareket edip başka mekanlara dönüşmesi benim ilgimi fazlasıyla çekti. Müziklerin Fransızca olması herhalde beni en rahatsız eden durumdu. Yan taraflarda ve sahnenin üstünde yer alan ekranlar müzikleri çevrilmiş halde izleyicilere yansıtsa da hem olup biteni hem de yazıları takip etmek gözlerimi ve boynumu yordu. Bu sorunun dışında her şey oldukça güzeldi. Baş karakterlerden biri olan kamburu çıkmış Quasimodo'nun kostümü en dikkat çekici öğelerden biriydi. Kostümün arkasına kamburu çıkmış efekti vermek için tasarımcılar karakterin arkasına kumaş sıkıştırmıştı. Son olarak ise müzikler çok büyüleyiciydi. Benim en beğendiğim şarkı "Le Temps Des Cathedrales" adlı şarkıydı.

TBF '17

19 Ağustos 2017 tarihinde düzenlenen "League of Legends" adlı moba oyununun Türkiye Büyük Finali etkinliğine katıldım. Etkinliğin asıl amacı finale kalan son iki takımın üç maç üzerinden değerlendirilen rekabetlerini canlı olarak takip eden kitleye iletmekti. Giriş için güneşin altında yaklaşık olarak bir saat beklesem de içeri girince her şeyin buna değdiğine karar verdim. Bizi girişte karşılayan kostümlü insanlar olsun, etrafta fanlarıyla fotoğraf çektiren ünlü yayıncılar olsun her şey mükemmeldi. Etkinlik Fenerbahçe Ülker Sports Arena'da düzenlendi. Oyunun izlendiği salon takımların renklerine göre ışıklandırılmış ve süslenmişti. Hayatımda gördüğüm en görkemli salondu galiba. Günün en güzel kısmı ise tuttuğum takımın kazanmış olmasıydı. Kısacası, gittiğim en güzel etkinlikti. Bir daha düzenlenirse yine seve seve giderim.

17 Aralık 2017 Pazar

Washington DC Seyahati

  Yazın son haftası ailemle beraber Washington DC'ye gittim. Baş kente varınca ilk dikkatimi çeken şey dikili taş ve beraberinde gelen yem yeşil parktı. Parkın hemen bitişinde ise Amerikan Kongre Binası bulunuyordu.
    Bu seyahatte en çok dikkatimi çeken şey Beyaz Saray'dı. Girişindeki büyük avizesi ve göz kamaştıran beyaz rengiyle ev çok güzeldi. Evin kapısının önünde ve çatısının hemen üstünde silahlı askerler duruyordu.
   Kongre binasını da dışarıdan inceledikten sonra kongre binasının yapısıyla Beyaz Saray'dan daha ilgi çekici olduğuna karar verdim.
   Parkın sağı ve solunda birçok müze ve sanat galerisi mevcuttu. Buranın diğer şehirlerdeki müzelerden farkı ise müzelerinin tamamının ücretsiz olmasıydı. En çok ilgimi çeken müze uzay ve havacılık müzesiydi. Müzenin içinde insanlığın ilk havacılık deneyimlerinden uzaydaki en son teknolojik gelişmelere olan süreç hem anlatılıyordu hem de bu cihazlardan örnekler sergileniyordu.
   Washington DC'ye tekrar gitmek isterim çünkü daha çok keşfedilecek yerler ve müzeler var.
 

Notre-Dame Bazilikası

    Fransa'nın Lyon şehrinde bulunan Notre-Dame Bazilikasını gezdim. Bazilika, uzun dikdörtgen vitraylarla çevriliydi. Bu vitraylar barok tarzını yansıtıyordu. Hemen girişin sağında duvara taşlarla döşenmiş büyük bir resim vardı. Bazilikanın tavanında ise çok fazla kemerler kullanılmıştı.
   Yeşil renginin baskın olduğu bu bazilika diğer bazilikalara kıyasla çok daha büyüktü. Alt katı bile vardı. Tavanın çok yüksek olması da ayrı ilgimi çekti.
   Bana göre kesinlikle görülüp gezilmesi gereken bir yer. Tek sıkıntı içerisinin çok kalabalık olması.